Ünlü ikon ve starların son tutkusu kırmızı halıda birkaç kez aynı elbiseyi giyerek eko sorumluluk mesajları vermek. Tasarımcılar ise arşivden çıkardıkları vintage koleksiyon parçalarını giydirerek yeni stilistik kodları yaratma çabasındalar
16 Mayıs’ta açılışı gerçekleşen 76.Cannes film festivalinin ünlü merdivenleri, gündemde olan ekolojik sorunlara mesajla katılma furyasından nasibini alırken, festivalin en dikkat çeken ismi İsrailli-Amerikalı aktris Nathalie Portman oldu.
Portman, Julianne Moore ve Charles Melton ile başrolünü paylaştığı ve yapımcılığını Tod Haynes ‘in üstlenmiş olduğu ‘’May December’’ filminin gösterimi öncesi boy gösterdiği kırmızı halıda, Dior imzalı elbisesi ile nefes kesti.
Ancak bu şahane gece elbisesinin bu denli ilgi çekmesinin nedeni, Bay Christian Dior ‘un 1949 yılından sunduğu sonbahar/ kış defilesi için yarattığı ‘’Junon’’modelinin birebir aynısı olması idi.
Henüz 14 yaşında iken Fransız yönetmen Luc Besson’un ‘’Léon ‘’ filmindeki rolü ile dünya çapında üne kavuşan Portman, Cannes Film Festivalinin süper ikonu ilan edilirken, sanat ve moda dünyasındaki bu yeni dalgaya göz kırpmış oldu.
Amerikalı genç aktris Elle Fanning ‘de Alexander Mc Queen imzalı vintage bir elbise ile Cannes’da boy gösterirken, Léna Situations adı ile tanınan Fransız video grafiker ve inluencer Léna Mahfouf’un kırmızı halıda ‘’ben de yeşilim’’ mesajı verdiği gözlemlendi.
Mahfouf, bundan otuz yıl önce dönemin top modeli Naomi Campbell’in giydiği Vivienne Westwood imzalı bir vintage elbise ile festivale damga vuran ünlüler listesinde yer aldı.
Geçtiğimiz yıl ölen ‘’Punk Kraliçesi’’ lakaplı İngiliz tasarımcı Vivienne Westwood’un tasarımı pembe renkteki korse-elbise, 1994 yılında gerçekleşen Londra moda haftasında Siyah Panter Naomi tarafından sunulmuş ve büyük ilgi görmüştü.
Lüks sektörünün, dünya gündeminden düşmeyen ekolojik kaygılara duyarlılık gösterme çabası şık mesajlarla kırmızı halıya da yansıyor.
Mart ayında Los Angeles’te gerçekleşen Oscar töreninin kırmızı halısı da upcyling (ileri dönüşüm) ,sürdürülebilirlik gibi konulara yönelik mesajlara tanık olmuştu.
ABD’li aktris ve şarkıcı Vanessa Hudgens‘in yıllar önce Audrey Hepbourn tarafından giyilmiş Chanel marka siyah-beyaz kült bir elbise ile festivale katılması ile başlayan bu yeni dalga festival boyunca ünlü yıldızlar tarafından perçinleştirilmişti.
Amerikalı model ve televizyon kişiliği Kendall Jenner Jean Paul Gaultier, aktris Rooney Mara Alexander Mc Queen tasarımı vintage elbiselerini giyerek Dolby Tiyatro Sarayının kırmızı halısını şenlendirmişlerdi.
James Cameroun’un Avatar filmindeki Tsireya rolü ile ünlenen genç aktris Bailey Bass ise Oscar Festivaline Zac Posen imzalı tencel ekolojik kumaştan tasarlanmış bir gece elbisesi ile katılarak duyarlılığını dile getirmişti.
Küresel hava kirliliği yaratan sektörler arasında beşinciliği koruyan tekstil endüstrisi, yeni yöntemler yaratarak verdiği zararı asgariye indirme çabasında olsa da gerçekleri değiştiremiyor.
Fast fashion (hızlı moda ) olgusuna karşı doğan slow fashion ( yavaş moda) sürdürülebilirlik akımının bir uzantısı olarak önem kazanıyor olsa da henüz istenilen düzeyde başarıya ulaşmış değil.
Magazin dünyasının en üst düzeyi olan kırmızı halı olgusunda, dünyamızın geleceğini ilgilendiren bu önemli konuda verilen zarif mesajlar kanımca önemli bir gelişme.
Mutlu hafta sonları...
Alex Akimoğlu kimdir? Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü. Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü. Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesi ile devam etti. 2020 yılından beri T24'te yazıyor. |