AILELER SıNAV STRESINI NASıL YöNETMELI?

LGS’ye bir ay kadar kısa bir vakit kaldı. Gülay’ın kızı Bilge de harıl harıl sınava hazırlanan öğrencilerden. Evde ortam gergin ancak Gülay ve eşi Atakan için öncelik Bilge’nin psikolojisi, gözleri hep onun üzerinde; ancak çözdüğü soru sayısını saymak için değil!

Gizem: Ne kadar kaldı LGS’ye (Liselere Giriş Sınavı? Konu bana biraz uzak ama Bilge’yi ve tabii anne olarak seni çok merak ediyorum. Zaman daraldıkça stres artıyor mu?

Gülay: Ah Gizemcim sorma, son bir ay ve geri sayım başlayınca stres ister istemez artıyor.

Gizem: Eminim öyle olacağından, açıkçası sürecinizi de bu yüzden merak ediyorum. Bilge mi daha stresli, sen mi? Doğruyu söyle (gülüyor).

Gülay: Ben desem Bilge’ye ayıp olur. Sanırım hepimiz dalga dalga artarak veya azalarak ama sürekli bir stres altındayız. Bilge 7’nci sınıfta başladı hazırlanmaya, erken başladığımızı düşünenler vardı. Ama doğrusu eğer bu sistem değişmeyecekse 6’ncı sınıfta bile başlasak erken değilmiş. Yeni nesil sorular, test çözme alışkanlığı, zamanla yarışmak, bunlar hep antrenmanla gelişiyor.

Gizem: 6’ncı sınıf mı! Biz bu önümüzdeki dönem anasınıfından başlarsak belki ancak hallederiz (gülüyor). Zira Lorin yeni öğretim döneminde anasınıfına başlayacağını duyunca direkt “Ödev var mı” diye sordu. Benim kendisinden pek akademik beklentim kalmadı haliyle. Şaka bir yana nasıl yönetiyorsunuz evdeki ortamı? Herkesin dalgalanan duygu durumu gerginlik yaratmıyor mu?

Gülay: Yaratmaz mı! Ergenliğin göbeğinde bu çocuklar, zaten hormonların baskısı altında kafaları allak bullak, bir de sınav stresiyle patlamalar oluyor. Bilge bu haftaya kadar spora devam etti, voleybol oynuyor, takım arkadaşlarıyla haftada üç kez, ikişer saat enerjisini boşaltıyordu. Bir de resmi seviyor, yatmadan kafasını boşaltmak için resim yapıyor.

Gizem: Bilge tamam da bu arada sen stres

atmak ve durumu yönetmek için neler yapıyorsun, onu anlat.

Gülay: Bol bol nefes alıyoruz. Şaka bir yana büyük sabır gerekiyor, sabır ve sükûnet. Çocuğun psikolojisini her şeyin önüne koyup hareket ediyorum. Çok bunaldığını fark ettiğim anda hemen bir etkinlik buluyoruz. Atakan ya da ben, hangimiz müsaitse... Anlık çözümler, ‘Hadi kalk bir kek yapalım’, ‘Hadi kalk kaykay binmeye gidelim’ gibi... Gözüm hep üzerinde ama bu yaptığı testleri saymak için değil. Mesela cildi mi bozuldu, stres cilde vuruyor çünkü. İştahı mı kapandı ya da fazla mı yemek istiyor...

Gizem: Senin için zor bir durum ama güzel yönetiyorsun anladığım kadarıyla, tebrik ederim arkadaşım. Bir de dediğin gibi çözdüğü testleri sayan, çocukları yarış atına çeviren, üzerlerinde ciddi baskı kuran anne-babalar var. Bizim Hürriyet Gazetesi Eğitim Servisi’nin şefi Nuran’la (Çakmakçı) konuştum bu konuyu, öyle şeyler anlattı ki, inanılır gibi değil: “LGS anneleri diye bir terim var. Daha sınava iki yıl kala kaygıları, kıyaslamaları, panikleri başlıyor. Görünürde sebep; çocukları düşünmek. Ama elâleme ne derim duygusu daha ağır basıyor. Tatiller bir kenara bırakılıyor, bilmemkaç özel öğretmen eve yığılıyor. Her ne kadar babalar bu dönemde uzak duruyor gibi olsa da onlar da anneler üzerinde baskı kuruyor. Çok evlilik yıpranıyor, çocuklar kesinlikle yarış atı haline getiriliyor. El altından ‘kazanamazsan tehditleri’, ‘kazanırsan rüşvetleri’ alıp başını gidiyor. Kimisi başarıyor, anne-babasının gururu oluyor; kimisi de kazanamadığı için ailesinden uzaklaşıyor, depresyona giriyor, hayat boyu o başarısızlığı unutamıyor. Bu kadar hırs, kıyaslama, baskı, tehdit anneliği de babalığı da unutturuyor. Olan çocuklara oluyor.” Ben bir uzmandan da görüş almak istedim neler yapılmalı diye. Bak uzman neler söyledi, belki senin de işine yarar...

Gündeminde sınav kaygısı olanlar için öneriler

Prof. Dr. Seher Akbaş/Çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı

◊ Ailenin beklentisiyle çocuğun kapasitesi-sınırları arasında gerçekçi bir denge kurulmalı.

◊ Anne-babalar çocuğun çalışma isteğini arttırmak niyetiyle “Bu kadar çalışmakla kazanamazsın, az zaman kaldı, bizi mahcup etme” gibi kaygıyı arttırıcı yaklaşımlardan kaçınmalı.

◊ Çocuk sınav hakkında konuştuğunda, yorumsuz fakat anlayarak, empati göstererek dinlenmeli. Bu konuşmalarda çocuğun başarısıyla ve başarısızlığıyla anne-baba tarafından kabul edildiği hissettirilmeli.

◊ Sürekli “Çalış, çalışmıyorsun” demek yerine “Nasıl gidiyor? Neler yaptın? Birlikte göz gezdirelim ister misin? Bizden istediğin bir şey var mı” şeklinde bir yaklaşım benimsenmeli. Çok uyarıcı, çok yönlendirici, nasihat edici tutumlar çocuğun kaygı düzeyini arttırır. Yine çok koruyucu kollayıcı tutumlardan kaçınılmalı, çocuğun yaşına uygun girişimselliği desteklenmeli.

◊ Olumlu geri bildirimlerin ön planda olduğu bir yaklaşım çok önemli. Çocuk “Onlar başarılı, sen başarısızsın, onlar iyi, sen değilsin” gibi arkadaşlarıyla ya da kardeşleriyle kıyaslanmamalı.

◊ Çocuk anne-baba tarafından yaşına ve kişisel özelliklerine göre yeterince iyi tanınmalı.

◊ Hoşlandığı faaliyetleri yapması sağlanmalı. Anne-baba çocuğa zaman ayırmalı.

◊ Sınavın sadece bir fırsat olduğu, yaşamda başka fırsatların da olduğu anlatılmalı. Huzurlu bir aile ortamı sunulmalı. Göstermiş olduğu çaba takdir edilmeli. “Sonuç ne olursa olsun senin yanındayız” mesajı verilmeli.

2024-05-04T04:03:18Z dg43tfdfdgfd